Panik atak kişinin hazırlıksız yakalandığı, büyük bir korkuyla fiziksel olarak uyarıldığı bir rahatsızlıktır. Kişi genel olarak panik atak esnasında göğsünde bir ağrı, kalp ritminde değişiklik ve yoğun şekilde terlediğinden bahseder. panik nöbetlerinin nerede ve ne zaman geleceği belli olmaz. her durumda hatta uyku esnasında bile gelebilmektedir. Panik atak genelde yaşanmış bir travmanın dışavurumudur.
Panik atak sürekliliğe dönüştüğü anda kişinin hayatında büyük olumsuz etkiler oluşturabilmektedir. Kişi her an nöbet geçireceği korkusu ve endişesi ile hayatını kısıtlamaya başlayacaktır. Panik atak geçirebileceği ortamlardan kaçınmaya başlayacaktır. Kişinin kendini hayatın akışına bırakmasına engel olur. Kişi panik atak ile birlikte kendine belirli bir konfor alanı oluşturarak, onu panik atağa itecek olan nesne, ortam ve kişilerden uzaklaşarak sosyal izolasyon yaşayacaktır.
Panik atak destek gruplari ile öncelikli olarak bu sosyal izolasyon aşılacaktır. Kişi sosyal hayata katılmaya başlayacaktır. Grup terapisi ile sosyal destek mekanizması aktif hale gelecektir. Bunun yanı sıra grup üyeleri birbirlerine teşvik ve ilham sağlayacaktır. Üyeler birbirini destekleyerek hedeflerine daha güçlü bir motivasyonla ilerleyeceklerdir. Üyelerden birinin gelişimi diğerlerini de harekete geçirebilecektir. Kişi kendi semptomlarının farkındalığını ve bu semptomları azaltabilmek için neler yapabileceğini gruptaki geri dönütler ile sağlayabilecektir. Kişi semptomlarından kaçmak yerine onlarla baş edebilecek isteği oluşturabilecektir.
Panik atak bizi sıkı sıkı güvenli alana bağlayan bir zincir gibidir. O zincir canımızı acıtsa dahi bizi orada tutması gerektiğine inanırız. Grup terapisi o zincirleri kırmanız için size destek mekanizması olacaktır.
