Yeme Bozukluğu Nedir?
Yeme bozukluğu bireyin sağlığını olumsuz etkileyecek düzeyde yetersiz ya da aşırı yemek yeme davranışıdır. Yeme biçimi kişinin günlük hayatını etkiler. Diyet yapma davranışı yeme bozukluğu gelişiminde rol oynayabilir. Kişinin yiyeceklere kiloya görünüme aşırı derecede takıntılı olması, günlük aktivitelerini olumsuz etkileyebilir.
Yeme Bozuklukları, sadece yiyecek ya da ağırlıkla alakalı değildir. Bedensel belirtiler ön planda olsa da önemli psikiyatrik sorunlardır. Oluşan Yeme Bozukluğu içsel yaşanan duruma dışsal bir çözüm getirme çabasıdır. Yeme Bozukluğunun oluş nedenleri tam olarak bilinmemektedir.
Yeme Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Kısa sürede aşırı derecede kilo vermek,
Aşırı derece vitamin kaybı
Sık sık kalori hesabı yapmak
Sık sık kilo alma ve kilo verme kaygısı üzerine konuşma,
Sosyal alanlarda yemek yemekten çekinmek,
Aşırı derecede spor yapma durumu,
Kusmaya neden olan mide rahatsızlıkları.
Yeme Bozukluğu Türleri Nelerdir?
DSM 5 Yeme Bozuklukları aşağıdaki gibi sınıflandırılmıştır.
- Anoreksiya Nervoza
- Bulimiya Nervoza
- Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu
- Duygusal Yeme Bozukluğu
- Sınıflandırılamayan Yeme Bozuklukları
- Anoreksiya nervoza:
Kişinin kilo almaktan ya da şişmanlamaktan çok korkmasıdır. Kişi aşırı derecede zayıf olmasına rağmen kendini şişman olarak tanımlar. Zayıf olmak vücut için aşırı tehlikelidir. Hormon dengesi bozuklukları, organ hasarı, kısırlık gibi hastalıklara neden olabilmektedir. Bu da anoreksiyayı tehlikeli hastalıklardan biri yapar. Terapi gereklidir. Birçok hasta, hastalığa dair farkındalığının az olması nedeniyle tedaviyi reddeder. Hastalar genellikle özgüveni düşük, eleştirici insanlardır. Bazı hastalar aşırı yeme döngüsüne girer ve sonrasında kendini kusturma davranışında bulunurlar. Çoğu vakada yeme bozuklukları ile birlikte panik atak, anksiyete, obsesif-kompulsif bozukluk, alkol ve madde kullanımı gibi psikiyatrik bozukluk eşlik eder. - Bulimia Nervoza:
Hastalar sık sık tekrarlayan yeme nöbetleri yaşayarak fazla miktarda besin üretirler. Yiyebileceğinden daha çok yiyeceği yemesi ve bu dönem sırasında yemek yemeyi durduramadığını duygusuna kapılmasıdır. Çoğu zaman karbonhidrat, şeker ve yağ oranları yüksek olan çok kalorili yiyecekleri seçerek, çok hızlı yiyerek bazen yemeği tatmadan bile yutabiliyorlar. Nöbetten sonra davranışını telafi etmek için aç kalma, kendini kusturma ve aşırı egzersiz yapma gibi davranışlar gösterirler. Hastanın yemekten sonra kusması tıbbi sorunlara neden olur. - Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu:
Tekrarlayan tıkınırcasına yeme dönemlerinin üç ay içerisinde, haftada en az bir kere olmasıdır. Kişinin benzer koşullarda ve benzer sürede, çoğu kişinin yiyebileceğinden fazlasıyla yiyeceği yemesidir. Hasta yemek yerken kontrolünü kaybeder ama fazla yemenin telafisini ( kusma,egzersiz vb ) yapmaz. Çoğu hastaların kilosu genelde normalin üstü ya da normalden çok fazladır. - Duygusal Yeme Bozukluğu:
Kişinin olumsuz duygu durumu içinde aç olmamasına rağmen sürekli yemek yemeye yönelmesi halidir. Bu yeme bozukluğunun altında yatan nedenler; sorunlarla baş etme mekanizmaların yetersizliği, öğrenilmiş davranışlar gibi nedenler olabilmektedir. Tedavi edilmezse obezite gibi hastalıklara neden olabilmektedir. - Sınıflandırılamayan Yeme Bozukluğu:
Sınıflandırılamayan yeme bozukluklarında kişi aşırı yemek yer ama çıkarmaz: yemeği çiğner ve yutmadan çıkarır. bunun gibi normal olmayan yeme alışkanlıkları, sınıflandırılamayan yeme bozukluklardır.
Ergenlik Döneminde Obezite
Ergenlik dönemi, obezite açısından riskli bir dönemdir. Ergenler, hızlı büyüme ve hormonal değişiklikler nedeniyle daha fazla enerjiye ihtiyaç duyarlar, ancak aynı zamanda yeterli fiziksel aktivite yapmazlar veya sağlıksız beslenme alışkanlıkları edinirlerse obezite riski artar.
Obezite, genellikle vücut kitle indeksinin (VKİ) yüzde 95’inden fazla olduğu zaman tanımlanır. Obezite, sağlık problemlerine yol açabilir ve diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon, uyku apnesi, eklem problemleri ve depresyon gibi pek çok hastalıkla ilişkilendirilir.
Ergenlik döneminde obezite, genellikle yetersiz fiziksel aktivite ve sağlıksız beslenme alışkanlıkları nedeniyle ortaya çıkar. Özellikle fast-food ve hazır gıdaların sıklıkla tüketilmesi, abur cubur alışkanlığı ve gazlı içeceklerin fazla tüketilmesi, obezite riskini arttırır. Ayrıca, ergenlik döneminde sosyal baskılar, stres ve diğer psikolojik faktörler de yeme davranışlarını etkileyebilir ve obezite riskini artırabilir.
Obezitenin ergenler üzerinde ciddi fiziksel ve psikolojik etkileri olabilir. Fiziksel etkiler arasında, aşırı kilo nedeniyle ortaya çıkan hareketlilik ve aktivite sınırlamaları, uyku apnesi, diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon ve eklem problemleri gibi hastalıklar yer alır. Psikolojik etkiler ise, düşük özgüven, kendine güvensizlik, utangaçlık ve depresyon gibi duygusal sorunlardır.
Ergenlerde obezite önlenmesi, sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinilmesi, fiziksel aktivite yapılması ve düzenli sağlık kontrollerinin yapılması ile mümkündür. Ailelerin, okulların ve sağlık profesyonellerinin obezite önleme konusunda farkındalık yaratması ve ergenlere sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları kazandırması önemlidir.
Ergenlik Döneminde Beden Algısı
Ergenlik dönemi, çocukluktan yetişkinliğe geçiş dönemi olarak bilinir ve bu dönemde gençlerde pek çok fizyolojik ve psikolojik değişimler meydana gelir. Bu dönemde beden algısı da önemli bir konudur ve ergenlerin beden algısı, genellikle kendilerini tanımlama ve toplumda nasıl göründükleri hakkında fikir edinme sürecinde büyük bir rol oynar.
Ergenlerde beden algısı, pek çok faktörden etkilenebilir. Bu faktörler arasında cinsiyet, sosyal çevre, medya, aile ve arkadaşlar bulunur. Cinsiyete göre, ergen kızlar ve erkekler genellikle farklı beden algılarına sahiptirler. Kızlar, genellikle ince ve güzel olmak istedikleri düşüncesine sahiptirler, erkekler ise daha çok kaslı ve atletik görünmek isteyebilirler.
Sosyal çevre ve medya da ergenlerin beden algısını etkileyen önemli faktörlerdir. İdeal beden ölçülerinin medya tarafından sunulması, gençlerin kendilerini karşılaştırması ve hatta kendilerini yargılaması sonucunu doğurabilir. Ayrıca aile ve arkadaşlar da ergenlerin beden algısını etkileyebilirler. Aileler, ergenlerin bedenleri hakkında olumsuz yargılarını ifade etmek, diyetler ve vücut şekillendirici ürünler kullanmalarını teşvik etmek, olumsuz bir beden algısını güçlendirebilir. Arkadaşlar arasında da benzeri olumsuz etkileşimler görülebilir.
Ergenlerde beden algısının sağlıklı olması, genel psikolojik sağlıklarına katkıda bulunur. Sağlıksız beden algısı ise depresyon, anksiyete, yeme bozuklukları ve diğer psikolojik problemler gibi sorunların ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu nedenle, ergenlerin beden algısıyla ilgili konularda aile, arkadaşlar ve eğitimcilerin dikkatli olmaları önemlidir. Gençlerin bedenlerinin güçlü ve sağlıklı olduğunu anlamalarına yardımcı olmak için pozitif bir beden imajı desteklemeli ve çeşitliliği kutlamalıyız.
- Ailelerin Rehberi: Ergenlik Döneminde Sağlıklı Beden ve Zihin İçin Destek Stratejileri
- Ergenlerde Spor ve Fiziksel Aktivite: Akademik Başarıya ve Sosyal Hayata Etkileri
- Ergenlikte Yeme Bozuklukları: Belirtiler, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri
- Beden Algısı ve Özsaygı: Ergenlerde Pozitif Beden İmajı Nasıl Geliştirilir?
- Ergenlerde Egzersiz: Fiziksel Aktivitenin Önemi ve Uygun Egzersiz Programları
- Ergenlik Döneminde Sağlıklı Beslenme: Doğru Yeme Alışkanlıkları Nasıl Kazanılır?